Müellif : Abdurrahman Beşikci Tarih: 13 Zilkade 1445 (21 Mayıs 2024) Yayım Yeri: İKAN Blog Hamd O’na (c.c), sâlat ü selam O’na (s.a.v). Kâinatta her ne varsa akıl süzgecinden geçtikten sonra anlamlı hale gelir. Bir şeylere anlamsızlık anlamını vermek dahi ancak akıl ile mümkündür. Akıl, akideye zemin teşkil…
Blog
Müellif: Mustafa Sabri Efendi Dergi: Sebîlürreşâd Tarih: 25 Şevval 1337 Şeyhülislâm Efendi hazretlerinin ahîran intişâr eden “Yeni İslâm Müctehidlerinin Kıymet-i İlmiyyesi” ünvânlı eser-i fâzılânelerinin hâtimesidir: Son zamânlarda, ale’l-umûm Müslümanların maddiyâtını zebûn eden Avrupa terakkiyât-ı medeniyyesi birçok mütefekkirimizin maneviyâtında da tahrîbât icrâ etmiş olduğu için, münâzırım da, fikrindeki hürriyete ve zâtındaki…
Müellif: Ömer Nasuhi Bilmen Dergi: İslâmın Nuru Tarih: Aralık 1951 Cenâb-ı Hakk’ın bütün ef’âl-i ilâhiyesi birtakım hikemi ve mesâlihi mütezammındır. Masnûat-ı ilâhiye arasında abes yere yaratılmış bir şey mevcut değildir. Hayır ve şer suretinde tecelli eden her şey Hakk’ındır. Kâffesi Allahu Teâlâ’nın kaza ve kaderine tabi birer hikmet ve maslahatı…
Müellif: Ahmet Hamdi Akseki Dergi: Sebîlürreşâd Tarih: 25 Safer 1338 Netîce-i tahlîlde bu mürekkebâtın esâsı nasıl anâsıra müntehî oluyorsa, heyet-i ictimâiyye ve medeniyet-i sahîhanın esâsları, temelleri de dîne, enbiyânın şerîatlerine müntehî olduğu görülüyor. Evet, bir hakîkat olmak üzere diyebiliriz ki: İnsânlar, vahdet-i ictimâiyyenin esâsını, düşünmenin tarîklerini kütüb-i semâviyyeden öğrenmişler,…
Müellif: Ali Himmet Berki Dergi: İslam Tarih: Haziran 1961 İrade nedir? İnsanın fiil ve hareketi nasıl vücuda gelir? Başka bir kudret ve iradenin tesiri altında mı, yoksa müstakillen kendi kudret ve iradesiyle midir? Asırlardan beri âlimler, filozoflar ve İslam ulema ve hukemâsı bu mesele etrafında çalışmış, aralarında uzun münakaşalar olmuş,…
Müellif : Abdurrahman Beşikci Tarih: 28 Şevval 1445 (7 Mayıs 2024) Yayım Yeri: İKAN Blog Giriş Hamd el-Musavvir olan Allah (c.c)’a, salât ü selâm en güzel surette halk olunan Fahr-ı Kâinât Efendimiz (s.a.v)’edir. Bir suret ilmi olarak mantığın inşası Müslüman mantıkçıların ehemmiyet gösterdiği meselelerin başında gelmektedir. Pek çok noktada mantığın…
Müellif: Bursalı Mehmed Tahir Dergi: Sebîlürreşâd Tarih: 26 Recep 1330 Elsine-i selâse edebiyatına vâkıf fuzalâ-yı üdebâdan bir zât olup Üsküplüdür. Memleketinde “Çıkrıkçızâde” ve “Altıparmak” şöhretiyle benâm olmuşsa da ahîren ikinci şöhretiyle teşehhür etmiştir. “Nüzhet-i Cihân” mukaddimesinde ismini yazdığı sırada “Mehmed bin Mehmed eş-Şehîr bi-Altıparmak” yazdığı da ikinci şıkkı teyîd ediyor.…
Müellif : Abdurrahman Beşikci Tarih: 21 Şevval 1445 (30 Nisan 2024) Yayım Yeri: İKAN Blog وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌ ابْنُ اللَّهِ وَقَالَتِ النَّصَارَى الْمَسِيحُ ابْنُ اللَّهِ ذَلِكَ قَوْلُهُمْ بِأَفْوَاهِهِمْ يُضَاهِئُونَ قَوْلَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ Ve Yahudiler dediler ki: “Uzeyr, Allah’ın oğludur.” Nasrâniler de dedi ki: “Mesih,…
Müellif: Bursa Mebûsu Mehmed Tahir Dergi: Sırât-ı Müstakîm Tarih: Cemaziyelevvel 1329 Ebu’l-Meâlî Mevlânâ eş-Şeyhu’l-Kebîr Sadreddîn Konevî (kuddise sırruhû) Eâzım-ı meşâyih-i muhakkıkîn ve efâhim-i ulemâ-yı râsihîndendirler. Aslen Malatyalı iseler de neşetleri Konya’dadır. Kendileri henüz tıfl-ı nevresîde iken pederleri vefât etmekle o târihte Şâm-ı şerîfte bulunmakta olan Şeyhu’l-ekber Muhyiddîn Arabî hazretleri bilhâssa…
Müellif : Ömer Nasuhi Bilmen Dergi : Sebilürreşad Tarih : Cemaziyelevvel 1376 (Aralık 1956) Ruh Hakkında Bir Mübahese – I İslam ilimlerine dâir bir çok kıymetli eserler vücuda getiren, bilhassa Fıkıh hakkında muazzam bir kamus telif eden İstanbul müftüsü efâdıl-ı ulemadan Ömer Nasuhi Efendi hazretleri, bir Amerikan alimi tarafından…
Müellif: Ömer Nasuhi Bilmen Dergi : Sebilürreşad Sayı: 168 Tarih: Mart 1954 İnsanları Selâmete Ulaştıran Hristiyanlık Değil, Ancak Müslümanlıktır Nasraniyetin esası: Nasraniyet, esasen tevhîd-i ilâhî üzerine müesses hakikî bir din iken bilâhare pek ziyade muharref ve tevhîd akidesine muhalif bir şekle girmiştir. Hakikî Nasraniyet’i tebliğe memur olan İsa Aleyhisselâmdır. Hazreti İsa’ya verilmiş olan…
Müellif: Ömer Nasuhi Bilmen Dergi: Mahfil Tarih: Cemaziyelevvel 1343 Malum olduğu üzere insanlar için hiss-i diyanet fıtrîdir. Fıtrat-ı selîmesini hüsn-i muhafazaya muvaffak olan bir insanın hiss-i diyanetten mahrumiyeti tasavvur olunamaz. İnsanlar ancak bu hiss-i ulvî sayesinde hidayete erer, ebedî bir saadete nail olur. Hiss-i diyanetle dimağı tenevvür eden bir zat…
Osmanlıca Metin Transkripsiyonunda Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Kelimelerin imlası hususunda mümkün mertebe günümüz imlası takip edilir. Örnek : dimek > demek virmek > vermek dutmak > tutmak içün > için olub > olup almağa > almaya oldukdan > olduktan. Büyük-küçük harf yazımında ve noktalama işaretlerinin kullanımında TDK tarafından belirlenmiş kurallar…
Müellif: Ahmet Hamdi Akseki Dergi: Sebilürreşad Tarih: 26 Receb 1330 Bugün Müslümanlık alemini güzelce tetkik edecek olursak derhal kendimizi iki müthiş cereyan karşısında bulacağız. Hem de nasıl buluş? Gâfilane; sanki böyle bir cereyanın mevcudiyetinden bîhaberiz veyahut bu cereyanların Müslümanlık alemine hiç taalluku yokmuş! Halbuki bu iki cereyan nefsü’l-emirde pek mühim…
Aşağıdaki metin Taşköprîzâde’nin eş-Şakâiku’n-Nuʿmâniyye fi Ulemâi’d-Devleti’l-Osmâniyye isimli kitabının sonunda yer alan otobiyografisinin bir kısmıdır. Söz konusu kısmın tercih edilme sebebi bir alimin eğitim sürecini bizzat kendi dilinden okuyucuya sunmaktır. Ayrıca okumuş olduğu ilimleri ve de bu ilimlerde takip ettiği kitapları sırasıyla zikretmiş olması sebebiyle ideal bir müfredat çalışmasının keyfiyetine dair de…
Dergi: Medrese İtikatları Tarih: 13 Eylül 1329 Geçen nüshamızdan mâba’d: Mâlumdur ki ilim, hakikat-i vâhideden ibaret olduğu hâlde cihât-ı muhtelife ve îtibârât-ı mütenevviadan nâşî birtakım aksâm ve şuubâta ayrılmıştır. Ezcümle Hallâk-ı Azîm ile mahlûka nazaran kadîm ve hâdis kısımlarına ayrılır, keyfiyet-i amele taalluk edip etmemek itibariyle nazariye ve ameliye namlarını alır, ulûm-ı…
Dergi: Medrese İtikatları Tarih: 6 Eylül 1329 Tahsilde bulunanlar için mütemâdiyen çalışmak kâbil olamayacağından öteden beri münasip vakitlerde tatile mecburiyet hissedilmiştir. Aylarca tahsilde bulunan talebe-i ulûm bu tatil esnasında biraz rahat eder, âzâ-ı bedeniyesini, kuvâ-yı zihniyesini dinlendirir. İhtiyaâcât-ı beşeriyesine ait husûsâtı rü’yette bulunur, akraba ve ehibbâsıyla mülâkat ederek vezâif-i içtimâiyesini ifaya muvaffak…